Van'da 18 gün süren arayışın ardından cansız bedeni bulunan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş'in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada, Adli Tıp Kurumu'nun titizlikle hazırladığı raporun detayları kamuoyuna yansıdı. Raporda, genç kadının cansız bedeninin Van Adli Tıp Grup Başkanlığı'na ulaştırıldığı gün, dört adli tıp uzmanı, bir radyoloji uzmanı ve dört otopsi teknikerinden oluşan geniş bir ekibin, radyolojik görüntüleme, ölü muayene ve otopsi işlemlerini gerçekleştirdiği belirtildi. Gerçekleştirilen radyolojik incelemelerde, sol el beşinci parmak ucunda çürümeye bağlı olduğu düşünülen hafif bir ayrışma dışında herhangi bir kemik kırığına veya metalik cisim imajına rastlanmadığı kaydedildi. Ancak, her iki dizin arka kısmında, her iki kolda ve göğüs ön yüzünde, kanama ile uyumlu olabilecek renk değişikliklerinin tespit edildiği bilgisine yer verildi. **"MENİ VEYA SPERME AİT BULGU TESPİT EDİLMEDİ"** Raporun biyolojik inceleme ve kimliklendirme bölümünde, Kabaiş'in bedeninden toplamda 80 farklı bölgeden alınan sürüntü örnekleri ile birlikte çürüme sıvısı, kas ve kemik doku örneklerinin analiz edildiği açıklandı. Bu kapsamlı analizler sonucunda, vücudundan alınan sürüntü örneklerinde meni veya sperme ait herhangi bir bulguya rastlanmadığı özellikle vurgulandı. Ancak, incelemelerde çarpıcı bir bulgu olarak, intravajinal bölgede ve sternal bölgede (göğüs bölgesi) Rojin Kabaiş'in kendi DNA'sının yanı sıra, her bir bölgede birer farklı DNA olmak üzere toplamda iki farklı erkek cinsiyetli DNA profili elde edildiği belirtildi. Bu durum üzerine, olası bir bulaş riskini değerlendirmek amacıyla, olay yerinden müteveffanın otopsi mahalline sevkinden itibaren tüm iş akış basamakları detaylıca incelendi. Yapılan incelemelerde, otopsi ve laboratuvar süreçlerinde herhangi bir bulaşın meydana gelmediği tespit edildi. Ancak, müteveffanın bulunduğu olay yerinden otopsi mahalline sevki sırasında, alanda bulunan diğer şahıslara ait biyolojik örnek ve kayıtların mevcut olmaması nedeniyle bulaş ihtimalinin tamamen bertaraf edilemediği ifade edildi. Raporda, tüm bulaş ihtimalleri detaylıca değerlendirildikten sonra elde edilen bu farklı DNA tiplemelerinin şüpheli veya şüphelilere ait olabilme ihtimaline binaen, şüpheli şahıs veya şahıslara ait biyolojik örneklerin ilgili Başsavcılık tarafından gönderilmesi halinde mukayese yapılabileceği belirtildi. Toksikolojik incelemelerde ise, kafa içi sıvısı, çürüme sıvısı, mesane duvar