Van'da, 27 Eylül 2023 tarihinde kaybolan ve 19 gün sonra, 15 Ekim'de Van Gölü kıyısında cansız bedeni bulunan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş'in davasında, Adli Tıp Kurumu (ATK) raporuyla sarsıcı bir gerçek ortaya çıktı. Genç kızın vücudunun mahrem bölgelerinde iki farklı erkeğe ait DNA izlerinin bulunduğu kesinleşti. Yurt binasından ayrıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Rojin'in ölümüyle ilgili adalet arayışı, babası Nizamettin Kabaiş tarafından bir yıldır yılmadan sürdürülüyor. Geçen yıl tam da bu zamanlarda kızının üniversiteye başlama heyecanını yaşayan baba Kabaiş, şimdi her geçen gün katlanarak artan bir acıyla yüzleşiyor. Bir yıldır cevapsız kalan sorularına yanıt arayan baba, iki ay önce savcı ile yaptığı görüşmede aldığı bilgiyle kızının katiline ulaşma umuduna bir adım daha yaklaştı. Adli Tıp Kurumu raporu, Rojin Kabaiş'in bedenindeki mahrem bölgelerde tespit edilen iki erkeğe ait DNA izlerinin "bulaş" olmadığını, yani kaza eseri değil, olayın bir parçası olduğunu kesinleştirdi. Konuya ilişkin İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulunan acılı baba Nizamettin Kabaiş, en başından beri olayın intihar değil, bir cinayet olduğunu savunduğunu belirtti. Kabaiş, "DNA'lar baştan beri vardı, ben sürekli bunun bir cinayet olduğunu, intihar olmadığını söyledim. Onlar ise DNA'lar için 'belki bulaş olabilir' açıklamasında bulundular. Aradan zaman geçti, defalarca Van'a gidip geldim avukatlarımızla beraber. Savcılığa gittik, hep 'Rojin'e ne oldu?' diye sorduk ama hiç cevap alamadık. 'Bu iki erkeğe ait DNA kimlerdir, katil onlardır' dedik, onlar bana bulaş olabileceğini söyledi. Bir senedir dosyaya gizlilik bırakmışsınız. En sonunda dün Van ve Diyarbakır Barosu çalışma yapıp açıklama da gerçekleştirdiler. İki erkeğe ait